Dislyte Mobil RPG marketine yeni bir soluk getirebilir mi?
- Alper Küçükaslan
- Sep 15, 2022
- 5 min read
Lilith Games son oyunları Dislyte’ı yayınladığında tüm oyun sektörü ve oyun severler arasında tek bir beklenti vardı: ortalığı kasıp kavuracak yeni bir hit mi geliyor? Ne de olsa Çinli oyun geliştirici Infinity Kingdom ve AFK Arena gibi 2 mega hit çıkartmış ve adını dünyanın en büyük oyun geliştiricileri arasına çoktan yazdırmıştı. Peki Dislyte bu başarının devamı niteliğindeki yeni milyar dolarlık bir hit e mi dönüşecek, yoksa firmanın sonraki projeleri için “bu hatalardan ders çıkarmalıyız” dediği bir örneğine mi? Gelin hep beraber inceleyelim!

Kısa Özet
Dislyte görsellik anlamında kullanıcılara oldukça farklı ve keyifli bir içerik sunuyor. Hem karakter hem de evren tasarımlarında kullanılan dil markette bulunan bir çok rakip RPG oyununa göre oldukça özgün ve ilgi çekici.
Ek olarak animasyonlar, efektler ve UI/UX gibi tamamlayıcı görsel unsurlar da oyuna oldukça başarılı bir şekilde entegre edilmiş ve temel tasarım dilini rakiplerinden daha öte bir noktaya taşımış.
İçerik anlamında bir RPG oyundan beklendiği şekilde oldukça zengin olan Dislyte’ın en zayıf noktası ise malesef oynanış. Oldukça çabuk şekilde tekrara düşen oyun, bu alanda rakiplerinin bir kopyası olmaktan öteye geçememiş.
Görsel Tarz
Dislyte görsel tarz olarak oldukça farklı konseptleri bir araya getiren bir ürün. Karakter tasarımlarına baktığımızda ilk göze çarpan nokta Anime teması. Özellikle son dönemlerde bu temanın batı pazarlarında da ilgi çekmesi (buraya tutan oyunlardan örnek eklenecek) Asyalı bir geliştirici olan Lilith için bu seçimi oldukça kolaylaştırmışa benziyor.
Kullanılan renk paleti, kıyafetler ve aksesuar tarzları ise Lilith’in tasarım dilin özgünleştirmeye çalıştığı noktaları hemen öne çıkarıyor. Özellikle Fortnite’dan aşina olduğumuz ve Z kuşağının oldukça ilgisini çeken gündelik şehirli giyim tarzı (urban), karakterleri salt Asya tarzından çıkarıp daha evrensel bir tasarım çizgisine oturtmuş.
URBAN KIYAFET SS
Aksesuar tasarımlarında ise oyunun RPG yönüne atıfta bulunan ve mitolojik çağrışımlar yapan görseller kullanılmış. Markette çok fazla örneğini görmediğimiz bu tarz bir görsel harman her ne kadar bana tam anlamıyla hitap etmese de kesinlikle ilgi çekici. Birazdan da değineceğiz ancak benim oyuna devam etmemi sağlayan temel motivasyon bir yerden sonra oynanıştan çok yeni açacağım karakterlerin görsel tasarımlarına duyduğum merak oldu.
MITOLOJIK KARAKTER SS
Son olarak evren tasarımına değinecek olursak burada da karakterlerin kıyafet ve yaşam tarzlarını tamamlayıcı şekilde şehirli bir tema seçilmiş. Teknolojik ancak hafif de harabe bir temaya sahip ana şehrimiz (ana menümüz) tema açısından cyberpunk çağrışımlar yapsa da neon renkler çok kullanılmamış ve karakter tasarımlarında da gördüğümüz daha mat bir renk paleti tercih edilmiş.
ANA MENU SS
UI/UX
Öncelikle Dislyte içerik olarak RPG türünde bir oyun olmasından mütevellit oldukça zengin bir oyun. Ancak tüm bu zenginliğe rağmen yeni bir kullanıcının oyuna adaptasyonu ve temel özellikleri kavrayışı oldukça hızlı gerçekleşiyor. Bu yönden Lilith’in AFK Arena’dan birçok kazanım edindiğini ve UX olarak oldukça başarılı bir iş çıkardığını söylemek mümkün. Oyuna giriş yaptığınız andan itibaren temel akış oldukça hızlı öğretiliyor ve aradığınız bilgiye ulaşmak oldukça kolay. Temel mekaniklerin anlatımı, yeni açılan sistem ve özelliklerin zamanlaması ve sunuş şekli oldukça güzel yerleştirilmiş ve bir kullanıcı gözünden oyunu çok çabuk öğrendiğiniz ilizyonu gayet güzel şekilde hissettiriliyor.
NEW FEATURE SS
UI noktasında da Dislyte’ı oldukça beğendiğimi söylemeliyim. Tasarım olarak hafif sci-fi teması kullanılması oyunun evren kurgusunu gayet güzel tamamlamış. Özellikle pop-up tasarımlarında oldukça kompakt bir yapı olması ve alanın verimli kullanılması da minimalist tasarımları seven birisi olarak benim oldukça hoşuma gitti. Oyunda böylesine kompakt bir UI seçimi yapılmasına rağmen bilgi ve içeriğin anlatımından taviz verilmemesi ve tooltip + slider panellerin sık kullanılması da beğendiğim bir diğer özellik oldu.
TOOLTIP OR SLIDER MENU SS
Oynanış
Sanırım analizin en kısa noktası bu kısımda olacak çünkü maalesef Dislyte kendi benzerleriyle karşılaştırıldığında oynanış olarak hiçbir yenilik sunmuyor. Sıra tabanlı savaşa dayanan ve hikayeleştirilmiş tekli oyuncu serüveni çok çabuk bir şekilde tekrara düşüyor ve bir yerden sonra yaptığınız tek şey oto-savaş seçeneğini aktifleştirip oyunu izlemek oluyor. Her ne kadar harika animasyon ve efektlerle savaşlar başta ilgi çekici dursa da mekaniksel olarak hiçbir yaratıcılık ve yetenek gerektirmiyorlar, kullanıcı olarak bazı boss bölümleri dışında gerçekten strateji yapmanızı gerektirecek veya zorlandığınızı hissettiğiniz hiçbir an yaşamıyorsunuz. Bu da oyunun çok hızlı bir şekilde tekrara düşmesine ve oynanıştan çok menüde vakit geçirilen bir oyuna dönüşmesine sebep oluyor. Birçok mobil RPG sever için bu durum çok büyük bir sorun oluşturmasa da oyunun farklı kitlelerden kullanıcı çekebilmesi ve yeni bir hite dönüşebilmesi için ilk etapta oynanışı zenginleştiren ve kullanıcıya farklı mekanik deneyimler sunan içerikler getirmesinin çok önemli olacağını düşünüyorum.
GAMEPLAY SS
İçerik
Elbette her RPG oyununda olduğu gibi Dislyte’ta da içerik olarak oldukça yoğun bir oyun ve belirli bir süre sonra işler giderek karmaşıklaşıyor. Sistem üzerine gelen sistemler bir yerden sonra takip mekanizmasını kırıp kullanıcıda sadece bas ve geç tarzı bir hissiyat uyandırıyor. Aslında tam da bu nokta kullanıcının kritik bir karar mekanizmasını devreye sokuyor: oyunu oynamaya devam edip tüm bu bilgileri öğrenecek miyim, yoksa daha basitleştirilmiş ve vaktimi daha az harcayacağım yeni bir oyuna doğru mu yelken açacağım?
SKILL TREE SS
Benim kendi deneyimim ne yazık ki yeni bir oyuna yelken açmak gibi duruyor. Her ne kadar farklı ve ilgi çekici bir görsel tasarıma sahip olsa da Dislyte özellikle ana oyun mekaniği olarak oldukça tekrara düşen bir yapıya sahip ve bana tüm bu içeriği özümsemek için yeterli motivasyonu sağlamıyor.
Elbette Lilith’in diğer oyunlarına veya genel olarak RPG türüne gönül verenler yüksek ihtimalle oyunu oynamaya devam edeceklerdir ancak özellikle 2. ve 4. günler arasında yaşanan bu içerik genişlemesinin retention tarafında keskin kırılmalar yaratacağını düşünüyorum. Eğer Lilith Dislyte’ı milyar dolarlık yeni franchise ına dönüştürmek istiyorsa vereceği ilk sınavlardan bir tanesi muhtemelen bu retention kırılımını daha casual kullanıcılar için nasıl çözeceği olacaktır.
Maddi Başarı
Dislyte’ın oyun içi satış yaptığı özellikler oldukça basit ve iyi temellendirilmiş. Kullanıcıların para harcamasını bekledikleri temel noktalar battle pass, süre sınırlı promosyonlar ve markette bulunan temel kaynak paketleri olarak göze çarpıyor. Benim öngörüm retention noktasında da faydası olacağı için temel satış noktalarının battle pass sistemi olacağı yönünde. Bir nevi aylık subscriptiona benzer bu sistem ile hem uzun vadeli retention metriklerini daha yukarıda tutup hem de sürümden kazanmaya çalışacaklardır.
Marketteki hemen hemen her büyük oyunun temel satış stratejilerinden biri olan bu sistemin sağlıklı çalışabilmesi için oyuna her ay düzenli içerikler (yeni karakter ve temel kaynaklar) eklenmesi gerekiyor ve Dislyte’ın önümüzdeki güncellemelerde buna ağırlık verdiğini görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Yeni gelen bu içeriklerin battle pass te kullanıcılara verilen ödül havuzuna dahil olmasıyla her ay kullanıcıların season pass i tekrar satın almak için makul bir gerekçesi olacak ve bu da Dislyte için sürdürülebilir ve sağlıklı bir büyümenin temelini oluşturacaktır.
Son Söz
Peki yazının başında da değindiğimiz gibi Dislyte Lilith’in yeni milyar dolarlık hitine dönüşebilir mi? Her ne kadar hızlı bir başlangıç yapmış olsalar da ben bunun oldukça zor olduğu kanaatindeyim. RPG gibi doygunluğun zirve yaptığı ve rekabetin had safhada olduğu bir alanda her ne kadar görsellik ve içerik olarak oyun bir adım önde görünse de ürünün oynanış bakımından hiçbir yenilik getirmemesi kısa vadeli hype geçtikten sonra önemli bir soruna dönüşebilir. Özellikle RPG kategorisindeki whale kitlenin (oyunlara yüksek paralar harcayan kullanıcılar) oynadıkları oyunlara uzun süreli bağlılıkları ve oyundaki hesaplarına yaptıkları büyük yatırımlar vazgeçiş maliyetini oldukça yukarıya çekiyor. Bu noktadan bakınca Dislyte şu an sunduklarıyla bu kitleyi kendisine çekmeye ikna edebilir mi sorusuna ben direkt evet demekte zorlanıyorum.
Yine de AFK Arena gibi bir mega hiti çıkartmış olan Lilith’in bu soruları düşünmemiş olması imkansız. Önlerinde oldukça kapsamlı bir geliştirme takvimi olduğuna ve önümüzdeki güncellemelerle bunların büyük bir kısmına cevap vermeye çalışacaklarına eminim. Yeterli olacak mı? İşin güzelliği de burası, hem oyunsever hem de ürünseverler olarak bu heyecanlı macerayı takip edip Dislyte’ın RPG marketinde oturacağı pozisyonu hep birlikte göreceğiz.
Bir sonraki incelemede görüşmek üzere!
コメント